Bozkurtlar – Bozkurtların Ölümü
Türk tarihinin usta kalemi şair, yazar ve düşünür olan Nihal Atsız tarafından kaleme alınan iki eserden oluşan bir yapıttır. Kitap 1. Göktürk Kağanlığının çöküşünü ve 2. Göktürk kağanlığının temellerini atan Kürşad ve kırk çerisi tarafından Çin hükümdarının sarayının basılması olayı olan Kürşad İhtilalini anlatır.
Kürşad ihtilali konusunu araştıran ve Türk tarihine armağan eden kişi Nihal Atsız’dır. Kürşad İhtilalini ilk olarak Sebahattin Ali piyes olarak kaleme almıştır. Tarihi bir kahraman şahısla ilgili bir piyes yazmak istediğini söyleyen Sebahattin Ali, o dönemlerde sıkı bir ilişki içinde oldukları Nihal Atsız’dan bir konu ister Nihal Atsız’da Türk Ocaklarından tanıdığı ve gelecek vadeden bu gence Kürşad ve Kırk Çerisini yazıp verir. Fakat yazdığı piyeste Atsız’ın tabiriyle “Büyük kahramanı iradesiz bir aşık” olarak yazmasına bozulur. İlerleyen zamanlarda Kürşad İhtilalini kendi kaleminden ve gerçeğe uygun olarak yazmak isteyen Atsız ilk olarak Bozkurtların Ölümü romanını yazar. Roman büyük ilgi görür ve ses getirir.
Bozkurtların ölümü romanını özetleyecek olursak konu itibariyle şu şekildedir.
Göktürk Kağanlığı 627 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Doğunun Kağanı olan Çuluk Kağan Çin’e düzenlenecek akın için hazırlıklar yaptığı sırada yine Çinli bir prenses olan eşi tarafından zehirlenerek öldürülür. Çuluk Kağan’ın ölümünden sonra yerine kardeşi Bağatur Şad abisinin eşiyle evlenip tahta geçer. Çuluk Kağan’ın oğulları Tulu Han ve Kür şad bu olaya her ne kadar anlam verememiş olsalar da töre olan bağlılıklarından ötürü ses çıkarmazlar.
Bu evliliğin ardından Göktürk elinde felaketler ard arda gelmeye başlamıştır. Kıtlıklar ve iç karışıklıkların yanı sıra Doğu Kağanlığında ki otoritenin zayıflamasıyla Göktürkler iyice hakimiyet kaybetmeye başlamıştır. Üstüne üstlük Kara Kağan’ın başarısız devlet politikası Göktürklerin tümüyle sonunu hazırlamıştır. Kara Kağan’ın akınlara gerektiği önemi vermemesi ve artan kıtlıkla birlikte huzursuzlanan halkın baskıları artar. Kara Kağan son yaptığı akında 100 bin Göktükle birlikte esir düşer ve Doğu Göktürk Kağanlığı için esaret yılları başlamış olur.
Esaret döneminde Çinliler, Göktürkleri kendilerine yakın alanlara yerleştirerek asimile etmeyi amaçlamaktadır. Esir Göktürklere Çince isimler vermeye, kendi kimliklerini unutturmaya çalışmaktadır. Bu dönemlerde Türklerin savaşçı yeteneklerinden ötürü Kürşad başta olmak üzere bir çok Göktürk Çin ordusunda Subaylık gibi rütbeler almışlardır. Aradan geçen 9 yıl sonunda esarete daha fazla dayanamayan Göktürklerin ileri gelenlerinden 40 kişi, Çuluk Kağan’ın küçük oğlu Kürşad’ın etrafında toplanarak bir komite oluşturmuştur. Komitenin amacı Çin Hükümdarının sarayına baskın yaparak hükümdarı esir almak, Çinde bulunan Göktürklerle takas etmek, eğer anlaşma yapılamazsa hükümdarı öldürmektir. Kürşad oluşan komiteye tek bir şartla liderlik yapacaktır. Eğer ihtilal başarılı olurda Göktürkler esaretten kurtulursa devletin başına Kürşad değil yeğeni geçecektir. Komite kürşad’ın şartını kabul eder.
Çin imparatorunun her gece kılık değiştirerek saraydan çıktığını bilen İhtilalciler hükümdarın saraydan çıktığı gece onu esir almayı planlamışlardır. Planın gerçekleşeceği gece ansızın fırtına patlak vermiştir. Fırtınalı havada hükümdarın dışarı çıkmayacağını bilen Kürşad ve Kırk çerisi planın ertelenirse duyulacağından ve Çinde ki Göktürklere zarar geleceğinden endişe ederek saraya baskın yapmayı uygun görürler. Kürşad ve Kırk Çerisi sarayı basar Çinliler büyük bir şaşkınlık içindedir. Kürşad ve adamlarının baskını o kadar tesirli olmuştur ki ne olduğunu anlayamayan Çinliler bir avuç Göktürk’ü büyük bir ordu sanmışlardır. Binlerce birlikten oluşan Türk Ordusunun saraya baskın verdiği söylentileri yayılmıştır. Bu kadar büyük bir ordunun nasıl olup da Çin’in başkentine kadar girip saraya saldırdığını kestiremeyen çinliler paniklemiş gerçek anlaşılınca da ikinci kez şaşkınlık yaşamışlardır.
Kürşat ve kırk Çerisi karşılarına çıkan bütün muhafızları bir bir yere serdikçe onlarcası gelmeye devam etmiş, bunun sonucunda Kürşad kalan Çerilerine geri çekilme emri vermiştir. Saray ahırına girerek aldıkları atlarla birlikte şehri terk eden Kürşad ve Çerileri fırtına yüzünden taşan Vey Irmağının kıyısında sıkıştırılmış, gelen Çin kuvvetleriyle çarpışarak can vermişlerdir.
Serinin ilk kitabının özeti bu şekildedir. Tabi ki Atsız’ın kaleminden romanı okumak sizi heyecana boğarak o anları yaşatacaktır. İkinci kitap olan Bozkurtlar Diriliyor eseri hakkında ki incelememi bir sonra ki yazımda paylaşacağım.
Leave a reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.